26 Ocak 2023 Perşembe

Sözlük (1. Bölüm)

"Han-ı Yağma"  

1915’te ölen Tevfik Fikret’in 1912’de yazdığı şiir. Tam 45 yıl sonra (1957’de) Demokrat İzmir gazetesi tarafından isimsiz olarak yeniden yayımlanması, savcının ilgili gazetenin yazı işleri müdürünü ifade için savcılığa çağırması ve şairinin adını ve adresini istemesiyle de ünlüdür.


***

 

Velibor Çoliç 


90'lı yılların başlarında bombalar, serseri kurşunlar altında Bosna'daki evinin çatısına kapanıp romanlar yazan adam. Çatıda başına k
ötü bir şey gelmedi. Efsunu, kapatıldığı kamptan kaçarken işe yaramadı: yaralandı. Şimdi Fransa'da yaşıyor.


***

 

"Türklerin Emil Zola’sı"  

Abdülhak Hâmid’e göre, Hüseyin Rahmi Gürpınar.


***


Türbe Bekçisi 

Fuzûlî


***

 Travesties  

Tom Stoppard’ın 1975’te yazdığı, Oscar Wilde’ın The Importance of Being Earnest (Dürüst Olmanın Önemi) adlı oyunundan yola çıkarak ‘realite’ ve ‘zaman’ ile oynadığı oyun. Türkçeye “Taslaklar” diye çevrilebilir. [Türkçede özgün adıyla yayımlandı (Şükran Yücel, Dost Kitabevi Yayınları, 2000)]. Parodilerle, alıntılarla ve göndermelerle doludur.  Sanat hakkındadır ve “halk için havyar tadında”dır. Olaylar 1917’de (← ∕ →) Zürih’te geçer. Başlıca kişiler Lenin, Tristan Tzara, James Joyce ve James Joyce’un kutsal kitabından çıkıp gelen Henry Carr’dır. [Aynı kitaptan çıkan bir başka kahraman –Leopold Bloom– için, bkz. Terry Eagleton, Saints and Scholars (Azizler ve Alimler, Ayrıntı Yay., 1992)]


***


 “Tevratî Yakup”

Yakup Kadri Karaosmanoğlu. Sıfatlamanın nedenini, Mustafa Miyasoğlu, “Kur’an’dan çok Tevrat’tan kaynaklanan bir edebiyat dilini benimsemesidir,” diye açıklar.


***


Tanpınar’ın sinema/tiyatro kıyaslaması 

50’ler Türkiyesi’nden cesaretin moda olduğunu da gösteren kıyaslama: “Sinema tiyatronun attığı hareketleri ele alır, meselâ Ophelia’nın suya atlayışinı gösterir, tiyatro ise ölüsünü getirir.”

(bkz. “Sinemada rejisör mühendistir.”)



 ***

Şükrü Martel

Stalin şiddetinden nasibini alan, sürülerek, sürünerek ömür tüketen komünist. Stalin’in ölüm haberini alır almaz Moskova'da bir taksiye binip ormana gitmiş ve “Babamız öldü! Babamız öldü!” nidalarıyla kurdu kuşu yuvasından uğratmıştır.


 
***

“Şiir kontrol hapı almayan şairlerden korkunuz!”

Bir Necatigil aforizması. Hoş. Boş.




***

 

“Şiir Benimle Bitti”

Yahya Kemal’in şiirle uğraşan iki gence (Tanpınar ve Dıranas) “boşuna uğraşmayın” anlamında söylediği talihi yok, bahtı kara sözler.


***

 Suut Kemal Yetkin

Cemal Süreya’ya göre, “yalnız arı su içmek istediği için susuzluktan ölen yazar.”


***

 
Strasbourg Kazları

John Fowles’a göre, akademisyenler.


***

 

“Sinemada rejisör mühendistir”


 “Filmoloji Kongresi azası” Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, (Edebiyat Fakültesi) öğrencilerine sinemayı anlattığıdır. Cesaret yılları: 50’ler. (bkz. Tanpınar’ın sinema/tiyatro kıyaslaması)



***

 

“Sezai Karakoçun şiirlerini yağmalayan” şai


Veysel Çolak’a göre, İsmet Özel. 




***



 Sandor Petöfi 


Dörtnala üstlerine gelen düşman atlılarına doğru, duyuramadığı birtakım sözler söylerken” öldürülen Macar şair.

    

[Ölümü ya da ortadan kayboluşuyla ilgili sayısız söylenti vardır. Ama en güzelini (yukarıda, tırnak içinde) Melih Cevdet Anday uydurmuştur.]



***

 

Refik Halit Karay  

Anti-militarist yazar. Ne Padişahın, ne İttihatçıların, ne de Cumhuriyetin askerleriyle geçinebildi. Ahmet Oktay’a göre, Atatürk’le de “Atatürk üniformasını çıkardıktan sonra ve ‘mesafeli’ olarak” uzlaşabildi.


***

"Ostře Sledovanè Vlaky" (Closely Watched Trains)  

Jıřì Menzel'in yönettiği, Çek yeni dalgasının en ünlü filmi. Züppelikler resmigeçidi.


***


 Olumsuzlamak  

Oğuz Demiralp’e göre, Fassbinder’in “başından beri” çekmiş olduğu tek fiil. 


***


 Müfide Ferit Tek 

Türkçüfeminist romancı. Romancılığı gibi Türkçülüğünün de feministliginin de altı boş. Kantarın topuzunu kaçırıp “Hattậ ve hattâ, Buda da Türk idi!” demişliği de var. Oturokuüzül.


***

 

Muzaffer Tayyip Uslu

Apollinaire'in şiirlerini "plastik dalavereler" olarak niteleyen şair.


***

 

Muhsin Batur 

12 Mart döneminde, oğlu Enis istiyor diye, yurt dışından Troçki kitapları getirten "baba".


***

 

 “Mikro Kozmos’un Şairi”

Hüseyin Cöntürk’e göre, Necatigil.


***

 

Melankoli

Kristeva’nın sorularını açan Elif Şafak’a göre, tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, ayrı bir söylem, farklı bir dil: 

“İnsanın ruh hali, başlıbaşına bir dil olabilir pekậla. Eğer melankolinin bir dili varsa, bu dil yazıya da aktarılır, akar kendiliğinden. Yazarın ruh hali ile okurun ruh hallerinin örtüşmesi, her ikisinin de aynı dil içinde hareket ettiği anlamına gelir.”


***

 

 “Makro Kozmos’un Şairi”

Hüseyin Cöntürk’e göre, Dağlarca.


***

 

“Makro Kozmos

Cemil Meriç’e göre, Balzac.


***

 

Machiavelli

Nasıl bir adammış, neler yapmış, neler yazmış, geçeceksin. Biz kendisini sırf kitapları sevdiği için seviyoruz. Cemil Meriç bile sevmiş: “San Cassino’da çile dolduran Machiavelli, akşamları kütüphanesine girerken kirli libaslarından sıyrılır, bir tâcidarın huzuruna çıkar gibi itina ile giyinirmiş. Sonunda kendi de kitap olmuş. Kitap, yani ışık.”


***

 

 III. Murat

Vasfi Mahir Kocatürk’e göre, “Osmanlı padişahları arasında ilk muhallebi çocuğu.”


***

 

Lev Vladimoirovič Kulešof (Lev V. Koulechov)

Sovyet yönetmenlerinin babası, kâşif, çekmeyen yönetmen, yazmayan teorisyen. İç savaşın mahrumiyet ortamında ham film bulamadığından atölyesinde "filmsiz filmler" çekti. Kısa bir süre öğrencisi olan Eisenstein'la da "filmsiz montaj" denemeleri yaptı. Derslerinde işlediği "montaj etkisi" düşüncesi öğrencisi Pudovkin tarafından hayata geçirildi. Sinemacı yetiştirmenin film çekmekten daha önemli olduğuna inandı, "direktif vermek" yerine öğretmeyi yeğledi, öldüğü güne kadar öğretti.


***

 

“Küçülen, fakat okuyucuyu büyüten şair”


Hüseyin Cöntürk’e göre, Necatigil.


***

 

Krzystof Kieslowski


Eğreti yönetmen.


***

 

Käte Hamburger

Anlatı analizi konusunda aşmış kişilik. Sinemayı çok sevdi, kendini sinemayı çok severken yakalayınca kızardı, bozardı, edebiyata ihanet ettiği duygusuna kapıldı, ihanetinin (duygusunun) savunmasını “Film; fotoğraf gibi plastik sanatlar alanına değil, edebî sanatlar alanına aittir,” diye yaptı. Buna önerme diyoruz, evet. Nur içinde yatsın.


****

 
Kaos Teorisi (Colette/Ataç)

Yazdığı romanlar yüzünden Kilisenin hışmına uğrayan ‘taşralı kız’, ‘aykırı yazar’ Colette, ölünce devlet töreniyle gömülür: Fransa’da.


Buna Nurullah Ataç o kadar çok üzülür ki, kurdeşen döker: Türkiye’de.


***

 

Kafka

Adorno’ya göre, “insanlık durumu için enformasyon bürosu.”


***

 

John Cassavates

Merkezdeki marjinal


 ***

İsmail Beşikçi

Martin van Bruinessen’e göre, “Kürtlerin Fanon’u.


***

 

“İslam Komünisti”

Burhan Belge’ye göre, Necip Fazıl Kısakürek.


***

 

“İslam Faşisti”

Falih Rıfkı Atay’a göre, Necip Fazıl Kısakürek


***

 
 F. W. J. Schelling

Alman düşünür. Žižek’e göre: Marksizmin, varoluşçuluğun, yapıbozumculuğun, yeni çağ karanlıkçılığının, yani “tüm post-Hegelci bakış açısının” öncüsü.


***

 

“Hikâye


Cahit Külebi’nin “karısıyla her evde olabilecek karı-koca tartışmalarının birinden sonra karşı odaya geçip, beş on dakika içinde kaleme aldığı” şiir.

(Kaynak: Adnan Binyazar, “Şairin Kedisi”, kitap-lık, sayı:78)


***

 

 Andrew Marr

Küreselleşme karşıtlarının Seattle sokaklarında dile getirdiği talepleri, “Christopher Robin tarafından yeniden yazılan Komünist Manifesto” olarak yorumlayan gazeteci.


***

 

Solculuk (Padişahlık Zamanında)

Yahya Kemal Paris’ten İstanbul’a Mütareke’den biraz önce dönmüştür. Genç yaşında istibdattan kaçan üstad, İstanbul’a bir solcu olarak gelmişti. Solculuk, o zamanlar padişah katında bizim bugünkü yöneticilerimizin baktığı gibi bir öcü değildi. Her düşünce gibi, her solcu da, Jön Türkler arasında kaynar giderdi.


Mehmed KemalDenemeler Elemeler, İstanbul-1997, s. 14



***

 

 Romantizm

Goethe’ye göre, “bir hastalık, vahşi şairlerin ve Katolik gericilerin savaş narası.”


***

 

 Milton

Blake’e göre, “şeytan taifesinden olan, ama bunu bilmeyen” şair.


***

 

Müzik

Proust’a göre, insanların birbirlerini anlayabilecekleri bir iletişim biçimiydi, ancak insanlar iletişim için “sözlü ve yazılı dil gibi başka yollar seçtiklerinden devamı gelmeyen bir olanak” olarak kaldı.


***

 

 “Ben Hazretleri”

Zekeriya Sertel’in, yazılarında hep “Ben… Ben…” deyip durdukları için sıfatladığı iki yazar: ‘sol’dan Naci Sadullah, ‘sağ’dan Necip Fazıl.


***

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver

Politika, para ve mal-mülk işlerine dalıp şiiri bırakan, Halit Ziya’ya şiiri bırakma nedenini açıklarken bile egosunu tavanlarda gezdiren yazar: “Bundan sonra şiir söylemeyeceğim. Ben bir şeyi akranımdan daha iyi yapabildiğime inanmazsam rahat edemem. Benden çok daha iyi şair Ahmet Haşim’dir. Onun için şiiri bırakıyorum.”


***

 

Yusuf Ziya Silsüpür

Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın o ünlü vecizesinin muhatabı solcu:“Eğer solculuk memleket ve millete yararlı bir şey ise onu da biz yaparız, size ne oluyor?”


***

 

Rıza Tevfik

Bir Osmanlı lirasının değerinin 6.615 gram saf altın olduğu dönemde (1914), Enver Paşa’nın “Kahramanlık şiirleri yaz, sana 20 bin lira vereceğim!” önerisini, “Ben ısmarlama şiir yazmam,” diyerek reddeden şair.


**

 

“Solcu soluğu uzmanı”

Gazeteci Mehmed Kemal’in “her dönemin yedekte bekleyen dışişleri bakanlarından” Faruk Sükan’a verdiği paye.


** 

 

Sivil

Ece Ayhan’ın kazıp çıkardığı gömüye göre: "Shakespeare'in saatlerce süren oyunlarını ayakta seyredenlere İngiltere'de 'sivil' denirdi."


***

 

İletişim

“Komünikasyon” yerine Murat Belge’nin Türkçeye kazandırdığı sözcük.


***

 

 İhanete Uğrayan Sosyalizm

Roger Keeran ile Thomas Kenny’nin birlikte yazdıkları ve Sovyetler Birliği’ndeki sosyalizm deneyinin “çöküşünü” Stalin’e sövmeden anlamaya çalışan kitap. Spoiler vermemeye çalışarak kitabın argümanlarına kalın çizgilerle göz atacak olursak: Parti’de başından beri (Troçki, Stalin ve Buharin’in temsil ettiği) üç ana eğilim vardı. Troçki’nin tasfiyesinden sonra Stalin işe koyuldu, ama onun ölümünden sonra da “iktidar” hep Buharincilerde kaldı. Çözülüşün temelinde “ikinci ekonomi” var. Gorbaçov hiçbir zaman ihanet etmeyi düşünmedi, ama onun  ya da önderliğin çözülüşte payı büyük. Gorbaçov tıkanıklığı gidermek için reformlara kalkıştı, ancak sosyalist olmayan bir çeperin (Yakovlev, Şevardnadze vd.) içinde kaldı ve savruldu, ideolojik gücünü kaybetti. Yazarların yapısal sorunlara yönelik olarak açtıkları iki tartışma konusu da şunlar: 1) Sınıf mücadelesi, sosyalizm koşullarında da devam eder. 2) Kapitalizm “oluşur”, sosyalizm “inşa edilir”.
./.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder