26 Ocak 2023 Perşembe

Sözlük (2.Bölüm )

  “İsmet Paşa asker kaçağıdır!”

1950 genel seçimlerinde Demokrat Parti’nin fısıltı gazetesi aracılığıyla yaydığı seçim sloganı. Türk sağının akıl-fikir şahikalarından.


*

 “General Aupick’e ölüm!”

Baudelaire’in barikatlarda attığı slogan/çığlık.

(bkz. Üvey baba nefreti.)


*

 “Kedilerimi iyi doyurunuz!”

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın son sözleri.


*

  Réne Char

Putu Lautréamont olan şair. Montparnasse’da yeni açılan bir barın adının Maldoror olduğunu öğrenince yanına Breton’u da alarak barı basmış, ortalığı dağıtmış, ancak bıçaklanarak durdurulabilmiştir.


*

Bir Şiirden

Turgut Uyar’ın ‘kötü polis’ yüzü.


*

 

Tütünler Islak

Adını, “o yıllarda Tekel’in çıkardığı sigaraların hep ıslak olmasından” alan Turgut Uyar kitabı.


(Kaynağını İsmet Özel’den alan kaynak için, bkz. Baki Asiltürk – Mehmet Sümer, “Diyalojik Okuma, Bahisleri Yükseltmek: Orhan Koçak”, Özgür Edebiyat, S. 32 / Mart-Nisan 2012, s. 86)


*


Popülist Züppe

Donald Kuspit'e göre, ("toplumun umursamazlığına ayna tutan") Warhol.


*

 

Entelektüel Züppe

Donald Kuspit'e göre, ("toplumun umursamazlığını eleştiren") Duchamp.


*


 Yeşil Cami (Bursa)

Tanpınar'a göre, "Osmanlı'nın Doğu'ya son bakışı."


*

 

 "Mayakofski Neden İntihar Etti?"


Nâzım Hikmet'in Temmuz 1930 tarihli Resimli Ay'da yayımlanan yazısının başlığı. Nazım, şair Demyan Bedni'den aktarıyor:


"Ağır bir hastalık, tesadüfî bir yalnızlık ve şahsi bazı ıstırapların birleştiği bir anda, eski, ferdiyetçi insiyaklar harekete geldiler. Eski Mayakofski, yeni Mayakofski'yi bir zayıf anında yakalayıp öldürdü."


İntihar eden eski Mayakofski'dir. Ama nedense, intihar mektubunu yeni Mayakofski yazar:

"İntihar hiçbir şeyi halletmez. Vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem."



*

 

28 Şubat

İsmet Özel'e göre, "takvimde herhangi bir gündür. Devletin her günkü doğal refleksidir."



*

 

"Türkiye’deki ilk modernist şiirler"

Hasan Bülent Kahraman’a göre, “Nazım Hikmet’in 1920’lerde Aydınlık dergisinde yayınladığı şiirler.



*

 

Turgut Özal

Çetin Altan’ın “Hiç roman okudunuz mu?” sorusunu, “Ben masal okumam!” diye cevaplayan devlet büyüğü.


*


 

“Şiirin vücudu”
Yannis Ritsos’a göre, imge.


*

 

“Sinema salonu olmayan ülkenin kadın yönetmeni”

Suudi Arabistanlı Haifa Al Mansour. Kahire Amerikan Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı okudu, filmlerini konsolosluklarda ve festivallerde gösterebiliyor, Suudi sinemasını ‘kurmaya’ çalışıyor. (Tırnak içindeki başlık Ayşe Durukan’a ait.)


*

 

Sinema

İmam Humeyni’ye göre, “bir ruhun toplumun vücuduna üflenmesidir.”

 

*

 

Orhan Şaik Gökyay


Irkçılık yüzünden hapis yattığı hapishanede, Hasan Âli Yücel’in ricası üzerine, Mercimek Ahmed’in Kabusname’sini lûgatsiz, sözlüksüz, elinin altında hiçbir kaynak olmadan, “kafadan” çeviren hoca.


*

 

Muhsin Ertuğrul

Tiyatroda, sinemada yaptığı işleri sabun köpüğü olarak gören, “Hayatta yaptığım en kalıcı iş, Dragos’a, evimin yoluna diktiğim çınarlardır!” yollu bir özeleştirisi bulunan sanat adamımız.


*

 

“Kur’an’ı kapa, kadınları aç!”


İçtihat dergisini Cenevre’de yayınladığı yıllarda Müslüman halkların kalkınması için çareler arayan, bu konuda anketler düzenleyen Abdullah Cevdet’e, bir Fransız edebiyatçısının verdiği cevap. Abdullah Cevdet, tabii, cevabı değiştirerek yayınlamıştır: “Hem Kur’an’ı, hem kadınları aç.


*


Hünsa


Sait Faik’in Lautréamont çevirisi. İlhan Berk’e göre, “bir çeviri doruğu.”


*

 

Harry Potter


Ursula K. Le Guin’e göre, “okul romanı ile ters düşen hareketli bir çocuk fantazyası. O yaş grubu için iyi bir eğlence, ama üslubu sıradan, hayal gücü açısından yaratıcılıktan uzak ve ahlaki olarak oldukça zalim.”


*

 

Emile Zola


Taşrada yaşayan ‘eski dost’ Cézanne’a göre, “Kabine bakanı gibi şatafatlı bir yaşamı olan, hizmetçileri, halıları ve mobilyalarıyla yaşayan bir pis burjuva.”


*

 

 Death News


Ginsberg’in ağıtı. William Carlos Williams’ın ardından yakılmıştır.


*

 

Cézanne


İlk modern. Taşrada yaşadı, ama Paris’teki evini kapatmadı. Askerden kaçtı, ama savaş sonunda tam bir vatanmilletsakarya adamı oldu. Resim yaparken (fırtınaya yakalandı, üşüttü) öldü.


*

 


 Bir Günün Sonunda Arzû


Bir Ahmet Haşim şiiri.  Orhan Veli’yi çatlatan “Bu göllerde bir dem kamış olsam” dizesi bu şiirdedir. Hüseyin Ferhad’a göre, Türk modernizminin “ilk hudut taşı”.


*

 

Ali Günvar

Ateist olduğunu söyleyenlere, “Hangi dinin ateistisin?” diye soran şair.


*

 


 Yaşar Kemal

Bir romanının yayın hakkını büyük bir gazeteye sattıktan sonra aldığı ("iki yıl çalışmadan şiir yazılabilecek bir meblağ"ı içeren) çeki Enis Batur'a uzatıp: "Hemen işinden istifa et, bununla bir şiir kitabı bitir!" diyen yazar.


*

 

Aleksandr Blok

Üçüncü edimi arayan şair. "Yıkmak da korumak kadar geleneksel bir fiildir. Önemli olan, ne birine ne ötekine sığdırılabilen üçüncü edimi bulmaktır."


*


Rilke

Auden’a göre, “Sappho’dan bu yana en büyük lezbiyen şair.”


*

 

 “Yazı yazmadan önce mutlu yıllar yaşadım.”

Gustave Flaubert’in, çocukluğuna dönüp baktığıdır.


*

 

Yavuz Turgul

Montaj masasında, filmlerinde anlattığı hayat kadar acımasız olamayan yönetmen. Mantıkla arası yoktur. Yazısı iyi, fotoğrafı mükemmeldir.


*

 

Yaşar Nabi Nayır

Şiirleri ortaokul ders kitaplarına alındığında, kendisi henüz lise öğrencisi olan şair.


*

 

Yorkshire


Henüz para basabilecek teknolojisi olmayan 18 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin Thomas de la Rue Matbaası’nda basılan 50 ve 100 liralık banknotlarını getirirken, mola verdiği Pire (Yunanistan) Limanı’nda, Alman savaş uçaklarınca bombalanan İngiliz kargo gemisi. 16 Nisan 1941: Pire halkı, Türkiye’nin  savaş dışı kalması nedeniyle Avrupa’nın en prestijli para birimi haline gelen ‘lira’larla kaplı denizi yağmalıyor.


*

 

“Yalnızca edebiyatın, edebiyatçının değil, dergilerin de başkenti İstanbul’dur.”


90’lardan eleştiri karesi: herkesten şişman Fethi Naci’nin Anadolu dergilerine orta parmağını gösterdiğidir.


*

 

 

“Umumhane gerçekçileri”

60’lardan eleştiri karesi: “öznelci” Sezer Tansuğ, nesnelcileri tanımlıyor.


*

 

“Nobel mükâfatı kazanan” Türk romancısı

MİT’in (o zamanki adıyla MAM) 6.3.1954 gün ve Em. Ş. 1.B 3075-1166 sayılı raporuna ve 1957 yılı fişlerine göre, Yaşar Kemal.


*

 

İnkılâp Dersleri


Recep Peker’in (Ülkü dergisinde çıkan ‘ders notları’nı içeren) kitabı. Asaf Savaş Akat’a göre, “demokrasinin kötü bir şey olduğunu ve zaten iflas ettiğini” anlatır. Atatürk’ün sağlığında, 1935’te yayınlanmıştır.


*

 

“İkinci Yeni’nin oğlu, Kırk Kuşağı’nın evlatlığı”

Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Ataol Behramoğlu.


*

 

 “Havada Bulut”

Asıl adı "Kovada Bulut" olan, Büyük Doğu dergisinde yayımlanırken editörün (Necip Fazıl) baskısıyla bu adı alan, Sait Faik'in birbirine bağlı  hikâyeler toplamı.


*

 

“Harry, can you come today?”

Çaresizlikten doğan zihinsel dengesizliği anlatır bir Darren Aronofsky repliği. Filmde (Requiem for a Dream) bıçağın indiği andır.


*


 

Frantz Fanon

Homi Bhabha’ya göre, “siyah Lacan.”


*


Gecenin Sonuna Yolculuk

Anissimov’a göre, “kapitalizm üzerine yazılmış gerçek bir ansiklopedi”: “Ancak (Céline) gerçekliğin yüzüne o kadar korkusuzca baktıktan sonra, onu kabul etmeyi reddetti.”


*


 

Garip

Attilâ İlhan’a göre, “Fransız edebiyatının Türkiye’deki temsilcisi.”


*


 “Fotoğrafın Mikropları”

Ara Güler, reklam fotoğrafçılarını tanımlıyor.


*

 

Fethi Naci

Enis Batur'a göre, "ağırlıksız" biri: "kendi hafifliğini aramış ve bulmuş sanki."


*

 

Fargo

En beyaz kara film.


*

 

“Entrez!”

Park Otel’in 165 numaralı odasının kapısı çalındığında, müdaviminin verdiği cevap/komut/ünlem.


*

 

Ezra Pound

Şiiri, “sözcüklerin müzikleştirilmiş bir kompozisyonu” olarak tanımlayan majör şair. İcimizdeki İrlandalı.


*

 

Dublin

James Joyce’a göre bir felç merkezi.


*

 

 Doğu-Batı Dîvanı (Enis Batur)


Turgay Fisekçi’ye göre, (“insanlığın acılarından söz açan bir bütünlüklü toplam” olması nedeniyle) “belki de yazınımızda yalnızca Memleketimden İnsan Manzaraları’yla ilişkilendirilebilecek bir yapıt.”


*

 

“Devletin şairi olamayan devletperest”

Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Yahya Kemal.


*

 

De Fem Benspaend (The Five Obstructions)

Lars von Trier’in, hocası Jorgen Leth’in yanaklarını İsa’nın yanaklarına çevirdiğidir. 4 tokat, 1 makas.


*

 

 Çocuk ve Allah

Dağlarca’nın altın yumurtası. Ahmet Oktay’a göre, şairin sonraki kitaplarının tüm ‘içeriksel’ sorunlarını da kapsar.


*

 


 Charlie Chaplin

Sahte evrak düzenleyerek “Şarlo’yu taklit etme yarışması”na katılan, ancak 13’üncü olabilen ‘oyuncu’.


*

 

Céline

Yahya Kemal’e göre, “patlamış lậğıma benzeyen nậsir”: “Berbad bir küûlle zilzurna sarhoş olup içini döken bayağı bir sarhoş nasıl konuşursa öyle yazıyor,” ancak, “neşrettiği teaffün arasında, kendi aleyhinde söylenecek kadar cür’et ve letậfet gösteriyor.”


*

 

 “Bir kitapta resim şart!”


Bir Cemal Süreya incisi. Gustave Flaubert’in, “Ben sağ oldukça kitaplarım resimli olarak çıkmayacaktır, çünkü çok güzel bir tasvir, çok kötü bir resmin yanında bile sönük kalır,” önermesinin paralaksı.


*

 

 Baudelaire

Fotoğrafı bir sanat dalı olarak kabul etmeyen türün, tarihte bilinen ilk babası.


*

 

“Batı enstrümanlarıyla arabesk çalan” şair

Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Ahmet Haşim.


*

 

Auden

George Orwell’a göre, “tetik çekildiği anda hep başka bir yerde olan insan(lardan).”


*

 

 “Au contraire”

İngiliz olup olmadığı sorulduğunda Samuel Beckett’in verdiği cevap.


*

 

“Arslan avında karşılaşacağım tek sorun, arslanı göremeyecek olmam.”

Görme sorunları yaşayan James Joyce, Hemingway’le arslan avına çıkmadan önce, durum değerlendirmesi yapıyor.


*

 

 Alexandre Kojeve

Mao’nun devrimini “Napolyon yasaları Çin’e girdi!” diye yorumlamış, sağ ve sol kanat Hegelci alternatifler arasındaki savaşın bir galibinin olmayacağını, olsa bile bunun bir ayrıntı sayılması gerektiğini,  kim kazanırsa kazansın gelişmiş dünyanın tamamının bir tür küresel topluma doğru ilerleyeceğini öngörmüş, Birleşik Devletler ve Birleşik Sovyetler’e karşı üçüncü bir güç (Latin İmparatorluğu) yaratılması konusunda politikalar üretmiş, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun oluşumunda önemli rol oynamış, “ikna olmuş bir komünist” olmasına rağmen İkinci Dünya Savaşı sonrasından başlayarak öldüğü 1968 yılına kadar Fransa’da “güvenilir bir hükümet danışmanı” olarak görev yapmış, Avrupa entelektüel çevrelerini sanıldığından fazla etkilemiş, özellikle Bataille, Lacan, Breton gibi isimleri darmadağın etmiş siyaset felsefecisi, siyaset felsefecilerine göre gelmiş geçmiş en büyük Hegel uzmanı.


*

 

 Alain Bosquet

Şiirden arta kalan zamanını “toplumda yer yapmaya” ayırmış, fiilen katıldığı Normandiya çıkarmasının olduğu gün dışında her gün gazete okumuş (çünkü, “gazete sizi asrın bilincine vardırır, insanoğlunun psikolojisini, derinliğini ve acımasızlığını öğretir”), Samuel Beckett tarafından İngilizceye çevrilen şiirlerini orjinallerinden başarılı saymış, Paul Eluard’ı “küçük ve değersiz”, Rıza Tevfik’i “görkemli” bulmuş, baba tarafından Rus, Alzaslı Yahudi ve Katolik, anne tarafından Alman ve Tatar, ABD ordusundan emekli Parisli şair.


*

Aka Gündüz

Dağıtmış ruh. Toplama zihin. Pan-Türkist, popülist, realist, romantik, ak, kara, her şey, her şeyden bir şey. Ne olduğunu soran Atatürk’e “Anarşistim!” demişliği de vardır.

Yazdığı 300 sayfalık romanda tek silik, çizik, düzeltme olmamasıyla övünür. Dünya rekoru sahibidir: “İki Süngü Arasında” romanını (her yarım saatte bir penceresine bırakılan kahveleri içerek) bir buçuk günde yazmıştır.


*

 

Abdülhak Hâmid’in şiir tanımı

şöyledir: “Şiir, bir hakikat-ı müdhişenin tazyiki altında hiçbir şey söyleyememektir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder