"Han-ı Yağma"
1915’te ölen Tevfik Fikret’in 1912’de yazdığı şiir. Tam 45 yıl sonra (1957’de) Demokrat İzmir gazetesi tarafından isimsiz olarak yeniden yayımlanması, savcının ilgili gazetenin yazı işleri müdürünü ifade için savcılığa çağırması ve şairinin adını ve adresini istemesiyle de ünlüdür.
***
Velibor Çoliç
90'lı yılların başlarında bombalar, serseri kurşunlar altında Bosna'daki evinin çatısına kapanıp romanlar yazan adam. Çatıda başına kötü bir şey gelmedi. Efsunu,
kapatıldığı kamptan kaçarken işe yaramadı: yaralandı. Şimdi Fransa'da yaşıyor.
***
"Türklerin Emil Zola’sı"
Abdülhak Hâmid’e göre, Hüseyin Rahmi Gürpınar.
***
Türbe Bekçisi
Fuzûlî
***
Tom Stoppard’ın 1975’te yazdığı, Oscar Wilde’ın The Importance of Being Earnest (Dürüst Olmanın Önemi) adlı oyunundan yola çıkarak ‘realite’ ve ‘zaman’ ile oynadığı oyun. Türkçeye “Taslaklar” diye çevrilebilir. [Türkçede özgün adıyla yayımlandı (Şükran Yücel, Dost Kitabevi Yayınları, 2000)]. Parodilerle, alıntılarla ve göndermelerle doludur. Sanat hakkındadır ve “halk için havyar tadında”dır. Olaylar 1917’de (← ∕ →) Zürih’te geçer. Başlıca kişiler Lenin, Tristan Tzara, James Joyce ve James Joyce’un kutsal kitabından çıkıp gelen Henry Carr’dır. [Aynı kitaptan çıkan bir başka kahraman –Leopold Bloom– için, bkz. Terry Eagleton, Saints and Scholars (Azizler ve Alimler, Ayrıntı Yay., 1992)]
***
Yakup Kadri Karaosmanoğlu. Sıfatlamanın
nedenini, Mustafa Miyasoğlu, “Kur’an’dan çok Tevrat’tan kaynaklanan bir
edebiyat dilini benimsemesidir,” diye açıklar.
***
Tanpınar’ın sinema/tiyatro kıyaslaması
50’ler Türkiyesi’nden cesaretin moda olduğunu da gösteren kıyaslama: “Sinema tiyatronun attığı hareketleri ele alır, meselâ Ophelia’nın suya atlayışinı gösterir, tiyatro ise ölüsünü getirir.”
(bkz. “Sinemada rejisör mühendistir.”)
Şükrü Martel
Stalin şiddetinden nasibini alan, sürülerek,
sürünerek ömür tüketen komünist. Stalin’in ölüm haberini alır almaz Moskova'da bir taksiye binip ormana gitmiş ve “Babamız öldü! Babamız öldü!” nidalarıyla kurdu kuşu yuvasından
uğratmıştır.
“Şiir kontrol hapı almayan şairlerden
korkunuz!”
Bir Necatigil
aforizması. Hoş. Boş.
“Şiir Benimle Bitti”
Yahya Kemal’in şiirle uğraşan iki gence
(Tanpınar ve Dıranas) “boşuna
uğraşmayın” anlamında söylediği talihi yok, bahtı kara sözler.
***
Cemal Süreya’ya göre, “yalnız arı su içmek
istediği için susuzluktan ölen yazar.”
***
John Fowles’a göre, akademisyenler.
***
“Sinemada rejisör mühendistir”
“Filmoloji Kongresi azası” Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın, (Edebiyat Fakültesi) öğrencilerine sinemayı anlattığıdır.
Cesaret yılları: 50’ler. (bkz. Tanpınar’ın sinema/tiyatro kıyaslaması)
***
“Sezai Karakoçun şiirlerini yağmalayan” şair
Veysel Çolak’a göre, İsmet Özel.
***
“Dörtnala üstlerine gelen düşman atlılarına doğru, duyuramadığı birtakım sözler söylerken” öldürülen Macar şair.
[Ölümü
ya da ortadan kayboluşuyla ilgili sayısız söylenti vardır. Ama en güzelini
(yukarıda, tırnak içinde) Melih Cevdet Anday uydurmuştur.]
***
Refik Halit Karay
Anti-militarist yazar. Ne Padişahın, ne İttihatçıların, ne de Cumhuriyetin askerleriyle geçinebildi. Ahmet Oktay’a göre, Atatürk’le de “Atatürk üniformasını çıkardıktan sonra ve ‘mesafeli’ olarak” uzlaşabildi.
***
"Ostře Sledovanè Vlaky" (Closely Watched Trains)
Jıřì Menzel'in yönettiği, Çek yeni dalgasının en ünlü filmi. Züppelikler resmigeçidi.
***
Oğuz Demiralp’e göre, Fassbinder’in “başından beri” çekmiş olduğu tek fiil.
***
“Türkçü”, “feminist” romancı. Romancılığı gibi
Türkçülüğünün de feministliginin de altı boş. Kantarın topuzunu kaçırıp “Hattậ ve hattâ, Buda da Türk idi!” demişliği de var. Oturokuüzül.
***
Muzaffer
Tayyip Uslu
Apollinaire'in şiirlerini "plastik
dalavereler" olarak niteleyen şair.
***
Muhsin Batur
12 Mart döneminde, oğlu Enis istiyor diye,
yurt dışından Troçki kitapları getirten "baba".
***
“Mikro Kozmos’un Şairi”
Hüseyin Cöntürk’e göre, Necatigil.
***
Melankoli
Kristeva’nın sorularını açan Elif Şafak’a göre, tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, ayrı bir söylem, farklı bir dil:
“İnsanın ruh hali, başlıbaşına bir dil olabilir pekậla. Eğer melankolinin bir
dili varsa, bu dil yazıya da aktarılır, akar kendiliğinden. Yazarın ruh hali
ile okurun ruh hallerinin örtüşmesi, her ikisinin de aynı dil içinde hareket
ettiği anlamına gelir.”
***
“Makro Kozmos’un Şairi”
Hüseyin Cöntürk’e göre, Dağlarca.
***
“Makro Kozmos
Cemil Meriç’e göre, Balzac.
***
Machiavelli
Nasıl bir adammış, neler yapmış, neler yazmış,
geçeceksin. Biz kendisini sırf kitapları sevdiği için seviyoruz. Cemil
Meriç bile sevmiş:
“San Cassino’da çile dolduran Machiavelli, akşamları kütüphanesine girerken
kirli libaslarından sıyrılır, bir tâcidarın huzuruna çıkar gibi itina ile
giyinirmiş. Sonunda kendi de kitap olmuş. Kitap, yani ışık.”
***
III. Murat
Vasfi Mahir Kocatürk’e göre, “Osmanlı
padişahları arasında ilk muhallebi çocuğu.”
***
Lev Vladimoirovič Kulešof (Lev V. Koulechov)
Sovyet yönetmenlerinin babası, kâşif, çekmeyen
yönetmen, yazmayan teorisyen. İç savaşın mahrumiyet ortamında ham film
bulamadığından atölyesinde "filmsiz filmler" çekti. Kısa bir süre
öğrencisi olan Eisenstein'la da "filmsiz montaj" denemeleri yaptı.
Derslerinde işlediği "montaj etkisi" düşüncesi öğrencisi Pudovkin
tarafından hayata geçirildi. Sinemacı yetiştirmenin film çekmekten daha önemli
olduğuna inandı, "direktif vermek" yerine öğretmeyi yeğledi, öldüğü
güne kadar öğretti.
***
“Küçülen, fakat okuyucuyu büyüten şair”
Hüseyin Cöntürk’e göre, Necatigil.
***
Krzystof Kieslowski
Eğreti yönetmen.
***
Käte Hamburger
Anlatı analizi konusunda aşmış kişilik.
Sinemayı çok sevdi, kendini sinemayı çok severken yakalayınca kızardı, bozardı,
edebiyata ihanet ettiği duygusuna kapıldı, ihanetinin (duygusunun) savunmasını
“Film; fotoğraf gibi plastik sanatlar alanına değil, edebî sanatlar alanına
aittir,” diye yaptı. Buna önerme diyoruz,
evet. Nur içinde yatsın.
****
Yazdığı romanlar yüzünden Kilisenin hışmına uğrayan ‘taşralı kız’, ‘aykırı yazar’ Colette, ölünce devlet töreniyle gömülür: Fransa’da.
Buna Nurullah Ataç o kadar çok üzülür ki,
kurdeşen döker: Türkiye’de.
***
Kafka
Adorno’ya göre, “insanlık durumu için
enformasyon bürosu.”
***
John
Cassavates
Merkezdeki marjinal
İsmail Beşikçi
Martin van Bruinessen’e göre, “Kürtlerin
Fanon’u.
***
“İslam
Komünisti”
Burhan Belge’ye göre, Necip Fazıl Kısakürek.
***
“İslam Faşisti”
Falih Rıfkı Atay’a göre, Necip Fazıl Kısakürek
***
Alman düşünür. Žižek’e göre: Marksizmin, varoluşçuluğun, yapıbozumculuğun, yeni çağ karanlıkçılığının, yani “tüm
post-Hegelci bakış açısının” öncüsü.
***
“Hikâye”
Cahit Külebi’nin “karısıyla her evde olabilecek karı-koca
tartışmalarının birinden sonra karşı odaya geçip, beş on dakika içinde kaleme
aldığı” şiir.
(Kaynak: Adnan Binyazar, “Şairin Kedisi”, kitap-lık, sayı:78)
***
Andrew Marr
Küreselleşme karşıtlarının Seattle sokaklarında
dile getirdiği talepleri, “Christopher Robin tarafından yeniden yazılan
Komünist Manifesto” olarak yorumlayan gazeteci.
***
Solculuk (Padişahlık Zamanında)
“Yahya Kemal Paris’ten
İstanbul’a Mütareke’den biraz önce dönmüştür. Genç yaşında istibdattan kaçan
üstad, İstanbul’a bir solcu olarak gelmişti. Solculuk, o zamanlar padişah
katında bizim bugünkü yöneticilerimizin baktığı gibi bir öcü değildi. Her
düşünce gibi, her solcu da, Jön Türkler arasında kaynar giderdi.
Mehmed Kemal, Denemeler Elemeler, İstanbul-1997, s. 14
***
Romantizm
Goethe’ye göre, “bir hastalık, vahşi şairlerin ve
Katolik gericilerin savaş narası.”
***
Milton
Blake’e göre, “şeytan taifesinden olan, ama bunu bilmeyen” şair.
***
Müzik
Proust’a göre, insanların birbirlerini
anlayabilecekleri bir iletişim biçimiydi, ancak insanlar iletişim için “sözlü ve yazılı dil gibi başka
yollar seçtiklerinden devamı gelmeyen bir olanak” olarak
kaldı.
***
“Ben Hazretleri”
Zekeriya Sertel’in, yazılarında hep “Ben… Ben…” deyip
durdukları için sıfatladığı iki yazar: ‘sol’dan Naci Sadullah, ‘sağ’dan Necip
Fazıl.
***
Hamdullah Suphi Tanrıöver
Politika, para ve mal-mülk işlerine dalıp şiiri
bırakan, Halit Ziya’ya şiiri bırakma nedenini açıklarken bile egosunu tavanlarda
gezdiren yazar: “Bundan
sonra şiir söylemeyeceğim. Ben bir şeyi akranımdan daha iyi yapabildiğime
inanmazsam rahat edemem. Benden çok daha iyi şair Ahmet Haşim’dir. Onun için
şiiri bırakıyorum.”
***
Yusuf Ziya Silsüpür
Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın o ünlü
vecizesinin muhatabı solcu:“Eğer solculuk memleket ve millete yararlı bir şey ise onu da biz yaparız, size
ne oluyor?”
***
Rıza Tevfik
Bir Osmanlı lirasının değerinin 6.615 gram saf
altın olduğu dönemde (1914), Enver Paşa’nın “Kahramanlık şiirleri yaz, sana 20 bin lira vereceğim!” önerisini, “Ben ısmarlama şiir
yazmam,” diyerek reddeden şair.
**
“Solcu soluğu uzmanı”
Gazeteci Mehmed Kemal’in “her dönemin yedekte
bekleyen dışişleri bakanlarından” Faruk Sükan’a verdiği paye.
***
Sivil
Ece Ayhan’ın kazıp çıkardığı gömüye göre: "Shakespeare'in saatlerce
süren oyunlarını ayakta seyredenlere İngiltere'de 'sivil' denirdi."
***
İletişim
“Komünikasyon” yerine Murat Belge’nin Türkçeye
kazandırdığı sözcük.
***
İhanete Uğrayan Sosyalizm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder