Çocuktum, bir gazetede miydi, bir kitapta mıydı, bir resim görmüştüm, altında "Falancanın resmidir" yazılı. Oradaki "dir" güldürmüştü beni, "Neye koymuşlar bunu?" diyordum. Benden yaşlı bir arkadaşım, yanılmıyorsam idadinin son sınıfındaydı, yukarıdan bir baktı bana, "Ne demek?" dedi, "Sen dir'i öyle bir söz mü sanıyorsun? Sarf kitabında yeri var onun, edat-i haberdir o."
(Ataç, Dergilerde)