“İsmet Paşa asker
kaçağıdır!”
1950 genel seçimlerinde Demokrat Parti’nin
fısıltı gazetesi aracılığıyla yaydığı seçim sloganı. Türk sağının akıl-fikir
şahikalarından.
*
“General Aupick’e
ölüm!”
Baudelaire’in barikatlarda attığı
slogan/çığlık.
(bkz. Üvey baba nefreti.)
*
“Kedilerimi iyi
doyurunuz!”
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın son sözleri.
*
Réne Char
Putu Lautréamont
olan şair. Montparnasse’da yeni açılan bir barın adının Maldoror olduğunu öğrenince yanına Breton’u da
alarak barı basmış, ortalığı dağıtmış, ancak bıçaklanarak durdurulabilmiştir.
*
Bir Şiirden
Turgut Uyar’ın ‘kötü polis’ yüzü.
*
Tütünler Islak
Adını, “o yıllarda Tekel’in çıkardığı sigaraların hep ıslak
olmasından” alan Turgut Uyar kitabı.
(Kaynağını İsmet Özel’den alan kaynak için, bkz. Baki Asiltürk –
Mehmet Sümer, “Diyalojik Okuma, Bahisleri Yükseltmek: Orhan Koçak”, Özgür
Edebiyat, S. 32 / Mart-Nisan 2012, s. 86)
*
Popülist Züppe
Donald Kuspit'e göre, ("toplumun
umursamazlığına ayna tutan") Warhol.
*
Entelektüel Züppe
Donald Kuspit'e göre, ("toplumun
umursamazlığını eleştiren") Duchamp.
*
Yeşil Cami (Bursa)
Tanpınar'a göre, "Osmanlı'nın Doğu'ya son
bakışı."
*
"Mayakofski Neden
İntihar Etti?"
Nâzım Hikmet'in Temmuz
1930 tarihli Resimli Ay'da
yayımlanan yazısının başlığı. Nazım, şair Demyan Bedni'den aktarıyor:
"Ağır bir hastalık,
tesadüfî bir yalnızlık ve şahsi bazı ıstırapların birleştiği bir anda,
eski, ferdiyetçi insiyaklar harekete geldiler. Eski Mayakofski, yeni
Mayakofski'yi bir zayıf anında yakalayıp öldürdü."
İntihar eden eski Mayakofski'dir. Ama nedense,
intihar mektubunu yeni Mayakofski yazar:
"İntihar hiçbir şeyi
halletmez. Vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem."
*
28 Şubat
İsmet Özel'e göre, "takvimde herhangi bir
gündür. Devletin her günkü doğal refleksidir."
*
"Türkiye’deki ilk modernist şiirler"
Hasan Bülent
Kahraman’a göre, “Nazım Hikmet’in 1920’lerde Aydınlık dergisinde yayınladığı şiirler.”
*
Turgut Özal
Çetin Altan’ın “Hiç roman okudunuz mu?”
sorusunu, “Ben masal okumam!” diye cevaplayan devlet büyüğü.
*
“Şiirin vücudu”
Yannis Ritsos’a göre, imge.
*
“Sinema salonu olmayan
ülkenin kadın yönetmeni”
Suudi Arabistanlı Haifa Al Mansour. Kahire Amerikan
Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı okudu, filmlerini konsolosluklarda ve
festivallerde gösterebiliyor, Suudi sinemasını ‘kurmaya’ çalışıyor. (Tırnak
içindeki başlık Ayşe Durukan’a ait.)
*
Sinema
İmam Humeyni’ye göre, “bir ruhun toplumun
vücuduna üflenmesidir.”
*
Orhan Şaik Gökyay
Irkçılık yüzünden hapis yattığı hapishanede,
Hasan Âli Yücel’in ricası üzerine, Mercimek Ahmed’in Kabusname’sini lûgatsiz, sözlüksüz, elinin altında
hiçbir kaynak olmadan, “kafadan” çeviren hoca.
*
Muhsin Ertuğrul
Tiyatroda, sinemada yaptığı işleri sabun köpüğü
olarak gören, “Hayatta yaptığım en kalıcı iş,
Dragos’a, evimin yoluna diktiğim çınarlardır!” yollu bir
özeleştirisi bulunan sanat adamımız.
*
“Kur’an’ı kapa, kadınları aç!”
İçtihat dergisini
Cenevre’de yayınladığı yıllarda “Müslüman halkların kalkınması için çareler” arayan, bu konuda anketler düzenleyen Abdullah Cevdet’e, bir Fransız
edebiyatçısının verdiği cevap. Abdullah Cevdet, tabii, cevabı değiştirerek
yayınlamıştır: “Hem Kur’an’ı, hem kadınları aç.”
*
“Hünsa”
Sait Faik’in Lautréamont çevirisi. İlhan Berk’e
göre, “bir çeviri doruğu.”
*
Harry Potter
Ursula K. Le Guin’e göre, “okul romanı ile ters düşen hareketli bir çocuk
fantazyası. O yaş grubu için iyi bir eğlence, ama üslubu sıradan, hayal gücü
açısından yaratıcılıktan uzak ve ahlaki olarak oldukça zalim.”
*
Emile Zola
Taşrada yaşayan ‘eski dost’ Cézanne’a
göre, “Kabine bakanı gibi şatafatlı
bir yaşamı olan, hizmetçileri, halıları ve mobilyalarıyla yaşayan bir pis
burjuva.”
*
“ Death News”
Ginsberg’in ağıtı. William Carlos Williams’ın
ardından yakılmıştır.
*
Cézanne
İlk modern. Taşrada yaşadı, ama Paris’teki
evini kapatmadı. Askerden kaçtı, ama savaş sonunda tam bir vatanmilletsakarya adamı oldu. Resim yaparken
(fırtınaya yakalandı, üşüttü) öldü.
*
“Bir Günün Sonunda Arzû”
Bir Ahmet Haşim şiiri. Orhan Veli’yi
çatlatan “Bu göllerde bir dem kamış olsam” dizesi bu şiirdedir. Hüseyin
Ferhad’a göre, Türk modernizminin “ilk hudut taşı”.
*
Ali Günvar
Ateist olduğunu söyleyenlere, “Hangi dinin
ateistisin?” diye soran şair.
*
Yaşar Kemal
Bir romanının yayın hakkını büyük bir gazeteye
sattıktan sonra aldığı ("iki yıl çalışmadan şiir yazılabilecek bir
meblağ"ı içeren) çeki Enis Batur'a uzatıp: "Hemen işinden istifa et,
bununla bir şiir kitabı bitir!" diyen yazar.
*
Aleksandr Blok
Üçüncü edimi arayan şair. "Yıkmak da
korumak kadar geleneksel bir fiildir. Önemli olan, ne birine ne ötekine
sığdırılabilen üçüncü edimi bulmaktır."
*
Rilke
Auden’a göre, “Sappho’dan bu yana en büyük
lezbiyen şair.”
*
“Yazı yazmadan önce
mutlu yıllar yaşadım.”
Gustave Flaubert’in, çocukluğuna dönüp baktığıdır.
*
Yavuz Turgul
Montaj masasında, filmlerinde anlattığı hayat
kadar acımasız olamayan yönetmen. Mantıkla arası yoktur. Yazısı iyi, fotoğrafı
mükemmeldir.
*
Yaşar Nabi Nayır
Şiirleri ortaokul ders kitaplarına alındığında,
kendisi henüz lise öğrencisi olan şair.
*
Yorkshire
Henüz para basabilecek teknolojisi olmayan 18
yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin Thomas de la Rue Matbaası’nda basılan 50 ve 100
liralık banknotlarını getirirken, mola verdiği Pire (Yunanistan) Limanı’nda,
Alman savaş uçaklarınca bombalanan İngiliz kargo gemisi. 16 Nisan 1941: Pire
halkı, Türkiye’nin savaş dışı kalması nedeniyle Avrupa’nın en prestijli
para birimi haline gelen ‘lira’larla kaplı denizi yağmalıyor.
*
“Yalnızca edebiyatın,
edebiyatçının değil, dergilerin de başkenti İstanbul’dur.”
90’lardan eleştiri karesi: herkesten şişman
Fethi Naci’nin Anadolu dergilerine orta parmağını gösterdiğidir.
*
“Umumhane
gerçekçileri”
60’lardan eleştiri karesi: “öznelci” Sezer Tansuğ, nesnelcileri
tanımlıyor.
*
“Nobel mükâfatı
kazanan” Türk romancısı
MİT’in (o zamanki adıyla MAM) 6.3.1954 gün ve
Em. Ş. 1.B 3075-1166 sayılı raporuna ve 1957 yılı fişlerine göre, Yaşar Kemal.
*
İnkılâp Dersleri
Recep Peker’in (Ülkü dergisinde çıkan ‘ders notları’nı içeren)
kitabı. Asaf Savaş Akat’a göre, “demokrasinin kötü bir şey olduğunu ve zaten iflas
ettiğini” anlatır. Atatürk’ün sağlığında, 1935’te yayınlanmıştır.
*
“İkinci Yeni’nin oğlu,
Kırk Kuşağı’nın evlatlığı”
Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Ataol
Behramoğlu.
*
“Havada Bulut”
Asıl adı "Kovada Bulut" olan, Büyük
Doğu dergisinde yayımlanırken editörün (Necip Fazıl) baskısıyla bu adı alan,
Sait Faik'in birbirine bağlı hikâyeler toplamı.
*
“Harry, can you come
today?”
Çaresizlikten doğan zihinsel dengesizliği
anlatır bir Darren
Aronofsky repliği. Filmde (Requiem for a Dream)
bıçağın indiği andır.
*
Frantz Fanon
Homi Bhabha’ya göre, “siyah Lacan.”
*
Gecenin Sonuna
Yolculuk
Anissimov’a göre, “kapitalizm üzerine yazılmış
gerçek bir ansiklopedi”: “Ancak (Céline) gerçekliğin yüzüne o kadar korkusuzca
baktıktan sonra, onu kabul etmeyi reddetti.”
*
Garip
Attilâ İlhan’a göre, “Fransız edebiyatının
Türkiye’deki temsilcisi.”
*
“Fotoğrafın Mikropları”
Ara Güler, reklam fotoğrafçılarını tanımlıyor.
*
Fethi Naci
Enis Batur'a göre, "ağırlıksız" biri:
"kendi hafifliğini aramış ve bulmuş sanki."
*
Fargo
En beyaz kara film.
*
“Entrez!”
Park Otel’in 165 numaralı odasının kapısı
çalındığında, müdaviminin verdiği cevap/komut/ünlem.
*
Ezra Pound
Şiiri, “sözcüklerin müzikleştirilmiş bir
kompozisyonu” olarak tanımlayan majör şair. İcimizdeki İrlandalı.
*
Dublin
James Joyce’a göre bir felç merkezi.
*
Doğu-Batı Dîvanı (Enis
Batur)
Turgay Fisekçi’ye göre, (“insanlığın
acılarından söz açan bir bütünlüklü toplam” olması nedeniyle) “belki de
yazınımızda yalnızca Memleketimden İnsan Manzaraları’yla
ilişkilendirilebilecek bir yapıt.”
*
“Devletin şairi
olamayan devletperest”
Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Yahya Kemal.
*
De Fem Benspaend (The
Five Obstructions)
Lars von Trier’in, hocası Jorgen Leth’in
yanaklarını İsa’nın yanaklarına çevirdiğidir. 4 tokat, 1 makas.
*
Çocuk ve Allah
Dağlarca’nın altın yumurtası. Ahmet Oktay’a
göre, şairin sonraki kitaplarının tüm ‘içeriksel’ sorunlarını da kapsar.
*
Charlie Chaplin
Sahte evrak düzenleyerek “Şarlo’yu taklit etme
yarışması”na katılan, ancak 13’üncü olabilen ‘oyuncu’.
*
Céline
Yahya Kemal’e göre, “patlamış lậğıma benzeyen
nậsir”: “Berbad bir küûlle zilzurna sarhoş olup içini döken bayağı bir sarhoş
nasıl konuşursa öyle yazıyor,” ancak, “neşrettiği teaffün arasında, kendi
aleyhinde söylenecek kadar cür’et ve letậfet gösteriyor.”
*
“Bir kitapta resim
şart!”
Bir Cemal Süreya incisi. Gustave Flaubert’in,
“Ben sağ oldukça kitaplarım resimli olarak çıkmayacaktır, çünkü çok güzel bir
tasvir, çok kötü bir resmin yanında bile sönük kalır,” önermesinin paralaksı.
*
Baudelaire
Fotoğrafı bir sanat dalı olarak kabul etmeyen
türün, tarihte bilinen ilk babası.
*
“Batı enstrümanlarıyla
arabesk çalan” şair
Sabit Kemal Bayıldıran’a göre, Ahmet Haşim.
*
Auden
George Orwell’a göre, “tetik çekildiği anda hep
başka bir yerde olan insan(lardan).”
*
“Au contraire”
İngiliz olup olmadığı sorulduğunda Samuel
Beckett’in verdiği cevap.
*
“Arslan avında
karşılaşacağım tek sorun, arslanı göremeyecek olmam.”
Görme sorunları yaşayan James Joyce,
Hemingway’le arslan avına çıkmadan önce, durum değerlendirmesi yapıyor.
*
Alexandre Kojeve
Mao’nun devrimini “Napolyon yasaları Çin’e
girdi!” diye yorumlamış, sağ ve sol kanat Hegelci alternatifler arasındaki
savaşın bir galibinin olmayacağını, olsa bile bunun bir ayrıntı sayılması
gerektiğini, kim kazanırsa kazansın gelişmiş dünyanın tamamının bir tür
küresel topluma doğru ilerleyeceğini öngörmüş, Birleşik Devletler ve Birleşik
Sovyetler’e karşı üçüncü bir güç (Latin İmparatorluğu) yaratılması konusunda
politikalar üretmiş, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun oluşumunda önemli rol
oynamış, “ikna olmuş bir komünist” olmasına rağmen İkinci Dünya Savaşı
sonrasından başlayarak öldüğü 1968 yılına kadar Fransa’da “güvenilir bir
hükümet danışmanı” olarak görev yapmış, Avrupa entelektüel çevrelerini
sanıldığından fazla etkilemiş, özellikle Bataille, Lacan, Breton gibi isimleri
darmadağın etmiş siyaset felsefecisi, siyaset felsefecilerine göre gelmiş
geçmiş en büyük Hegel uzmanı.
*
Alain Bosquet
Şiirden arta kalan zamanını “toplumda yer
yapmaya” ayırmış, fiilen katıldığı Normandiya çıkarmasının olduğu gün dışında
her gün gazete okumuş (çünkü, “gazete
sizi asrın bilincine vardırır, insanoğlunun psikolojisini, derinliğini ve
acımasızlığını öğretir”), Samuel Beckett tarafından İngilizceye
çevrilen şiirlerini orjinallerinden başarılı saymış, Paul Eluard’ı “küçük ve
değersiz”, Rıza Tevfik’i “görkemli” bulmuş, baba tarafından Rus, Alzaslı Yahudi
ve Katolik, anne tarafından Alman ve Tatar, ABD ordusundan emekli Parisli şair.
*
Aka Gündüz
Dağıtmış ruh. Toplama zihin. Pan-Türkist,
popülist, realist, romantik, ak, kara, her şey, her şeyden bir şey. Ne olduğunu soran Atatürk’e “Anarşistim!” demişliği
de vardır.
Yazdığı 300 sayfalık romanda tek silik, çizik,
düzeltme olmamasıyla övünür. Dünya rekoru sahibidir: “İki Süngü Arasında” romanını (her yarım saatte
bir penceresine bırakılan kahveleri içerek) bir buçuk günde yazmıştır.
*
Abdülhak Hâmid’in şiir
tanımı
şöyledir: “Şiir, bir hakikat-ı müdhişenin tazyiki altında hiçbir şey
söyleyememektir.”